Otizm Spektrum Bozukluğu

Otizm Spektrum Bozukluğuna Eşlik Eden Tıbbi ve Psikiyatrik Bozukluklar Nelerdir?

OSB olgularında; sinir sistemi ile ilgili anormallikler, genetik sendromlar, epilepsi, mide-bağırsak rahatsızlıkları ve alerjik hastalıklar daha sık bildirilmektedir. Psikiyatrik bozukluklar açısından incelendiğinde olguların %70’inde en az bir, %40’ında ise birden fazla psikiyatrik bozukluk bildirilmektedir. Bu oran yüksek işlevselliği olan olgularda ise %50 olarak bildirilmiştir. Bizim kliniğimizde yaptığımız çalışmada ise %64.6 oranında ek psikiyatrik bozukluk saptanmıştır. Psikiyatrik hastalıklardan en sık eşlik edenler; kaygı bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, depresyon, bipolar bozukluk, uyku bozuklukları, kendini yaralayıcı davranışlar ve intihar düşünce ve girişimi olarak sayılabilir.

OSB olgularının %30-54’ünde zihinsel yetersizlik gözlenmektedir. OSB olan bireyler daha fazla davranış sorunları ve psikiyatrik bozukluk göstermektedir. Ek psikiyatrik durumların tespit edilerek tedavi edilmesi özel eğitim programlarına, öğrenmelerine ve hayat kalitelerine önemli oranda katkıda bulunmaktadır.

Otizm Spektrum Bozukluğu’na eşlik eden psikiyatrik hastalıklar ile ilgili bilgi almak için sitemizdeki yazıları okuyabilirsiniz.

Otizm Spektrum Bozukluğu ve Anksiyete Bozukluğu

Bazı çalışmalar kaygı bozukluklarının Otizm Spektrum Bozukluğu olan bireylerde en sık rastlanılan psikiyatrik bozukluk grubu olarak bildirmektedir. Çeşitli çalışmaların OSB’lilerde bildirdiği kaygı bozuklukları oranı %17-84 arasındadır. Bir nesne ya da durumdan sürekli ve aşırı derecede korkma olarak görülen özgül fobi, otizmli çocuk ve ergenlerde en sık görülen kaygı bozukluğudur. Fobik uyarandan kaçınma, ağlama, öfke atakları, bakım verene yapışma gibi davranışlarla kendini gösterebilir. Bazı durumlarda fobik yanıtlar duyusal aşırı veya az duyarlılıkla ilgili olabilmektedir. Bu açıdan değerlendirilmesi ve uygun yaklaşımlar için tespit edilmesi önemlidir. Ayrıca OSB’lilerin %16.6’sı sosyal anksiyete ek tanısını almaktadır. Bir OSB’ li bireyde sosyal anksiyete bozukluğu tanısı birey ‘genelleşmiş, sosyal-iletişimsel becerileri’ ni yaşadığı toplumsal kaygı sebebi ile gösteremiyorsa ve toplulukta endişeleniyorsa düşünülmelidir.

Otizm Spektrum Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

DEHB, çocukluk çağında başlayan, kişinin yaşına uygun olmayan dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik ile karakterize kişinin gelişimini ve işlevselliğini etkileyen nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB’nin dünya genelinde yaygınlığının %5,29 civarında olduğu belirtilmektedir. DEHB, etkilenen bireylerin sosyal, ailesel ve akademik işlevsellik alanlarını olumsuz etkilediğinden dolayı ve sebebiyet vereceği kazalar ve madde bağımlılığı gibi durumlar ile ciddi ekonomik kayıplara neden olduğundan dolayı önemli bir psikiyatrik bozukluk olarak görülmelidir.

DEHB’nin eşlik ettiği psikiyatrik bozukluklardan bir tanesi de otizm spektrum bozukluklarıdır. Bugüne kadar yapılmış araştırmaların geneline bakılacak otizm spektrum bozukluğuna sahip olan bireylerin %28 –83’ünde DEHB eş tanısı olduğu görülmektedir.

DEHB’nin eşlik etmesi davranış problemlerini artırmakta, öğrenme ve sosyal uyumu bozmaktadır. Bu sebeple DEHB tanısı konulduğu zaman uygun medikal tedaviye başlamak gerekmektedir.

Otizm Spektrum Bozukluğu ve Depresyon

Depresyon (majör depresif bozukluk); sürekli bir üzüntü, çökkünlük hissi ve ilgi kaybına neden olan bir duygu durum bozukluğudur. Umutsuzluk, karamsarlık, çaresizlik, değersizlik duyguları, eskiden severek yapılan işlerden zevk alamama, enerjide azalma gibi belirtiler ile kendini gösterir. Bazı olgularda iştahsızlık ya da çok yeme, uykusuzluk ya da uyku ihtiyacında artma görülebilir. İntihar düşünceleri ve aktif intihar girişimleri ortaya çıkabilir.

Depresyonun yaşam boyu yaygınlığı erkeklerde %3-12, kadınlarda %10-26 arasındadır. Depresyon çocuklarda ve ergenlerde de sık rastlanan bir durumdur. Özellikle 13 yaşından sonra depresyon sıklığı belirgin olarak artar. İlk depresyon atağının ergenlik ve genç erişkinlik döneminde geçirilmesi tipiktir.

Depresyon yaş ve gelişim düzeyine bağlı olarak farklı belirtiler gösterebilir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda anlamsız ağlamalar, huzursuzluk, gelişme geriliği, kilo kaybı; ergenlik öncesi çocuklarda duygu durumda dalgalanmalar, sinirlilik, öfke nöbetleri, bedensel yakınmalar (baş ağrısı, karın ağrısı), akran ilişkilerinde zorlanmalar, dikkat eksikliği, okul başarısında düşme gibi bulgular verebilir. Ergenlik dönemi depresyonu klinik açıdan erişkin depresyonuna benzer, sosyal ilişkilerde zorlanma ve intihar girişimleri çocuklara oranla daha sıktır.

Majör Depresif Bozukluk ergen ve yetişkin otizmlilerde en sık görülen psikiyatrik bozukluktur.

Sözel becerisi olmayanlarda, ağlama nöbetleri, uykuda bozulma, kazandığı becerilerinde gerileme, kilo kaybı, konuşmama olarak görülebilir. Otizmli bir olguda daha fazla yalnızlığı tercih etme, kendine zarar verme, beceri kaybı, obsesif kompulsif davranışlarda artış gibi durumlarda mutlaka depresyon açısından doktor tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Otizm Spektrum Bozukluğu ve Bipolar Bozukluk

Çalışmalara göre Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde bipolar bozukluk oranı %0,7-28 oranında eşlik etmektedir. Konuşmada artış, aşırı hareketlilik, dikkat dağınıklığı, sinirlilik, cinsel konuşma ve davranışlarda artma, uykuda azalma, anormal neşeli görünüm, yıkıcı davranışlarda artış olarak görülebilmektedir. Bu özellikler açısından doktor tarafından değerlendirilerek tedavi edilmesi gerekmektedir.

Otizm Spektrum Bozukluğu ve Beslenme Bozukluğu

OSB’li çocukların %90’ında beslenme bozukluğu tespit edilmiştir. Bu grubun ortalama %70’i seçici beslenen gruptur. Gıda seçiciliği bazen duyusal aşırı veya az duyarlılıktan kaynaklanabilir. Belli gıdaların tadından, kokusundan, kıvamından ve görüntüsünden rahatsız olabilirler; böylelikle belli gıdaları reddedebilirler. Davranışçı yöntemde ilk basamak ailenin çocuğun beslenmesini ve o sıradaki bütün ayrıntıları iyi gözlemlemesidir. Örneğin çevresel olarak uygunsuz yaklaşımlar tespit edilirse (televizyon önünde beslenme gibi) bunların değiştirilmesi, önce tercih ettiği gıda türünden yemeğe başlanılması denenir. OSB’li çocuk ve ergenlerin fiziksel, bilişsel ve davranışsal gelişimi açısından iyi bir beslenme programı önem taşımaktadır. Ayrıca beslenme reddi; ailenin birlikte keyifli vakit geçirebileceği yemek öğünü saatinin gergin geçmesine ve ebeveyn-çocuk ilişkilerinin de gerginleşmesine yol açabilmektedir. Bu gibi sebeplerle OSB’li bireylerdeki beslenme bozukluklarının önemsenmesi gerekmektedir.

Otizm Spektrum Bozukluğu ve Uyku Bozukluğu

Uyku problemleri OSB’lilerde %50-80 arasındadır. Hem uykuyu başlatmada güçlük, hem de gece uyanmaları sık olarak rastlanır. Bunda genetik faktörler, komut almada ve duygu ayarlamasında zorluklar, dikkatlerinin kolay dağılması, ayrılık kaygısı rol oynamaktadır. Ayrıca eşlik eden psikiyatrik hastalıklar (örneğin depresyon, anksiyete bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) da uykuyu bozmaktadır. Uyku sorunları ile baş edebilmek için önce sorunu iyi tanımlamak gerekir. Çocuğun uyku rutinlerinin tespit edilmesi, uygun çevresel düzenlemelerin yapılıp düzgün uyku rutinlerinin ve uyku hijyeninin sağlanması öncelikli yapılacaklardandır. İlaç tedavisi; davranış yöntemleri ile baş edilemeyen, eşlik eden psikiyatrik hastalıklar varlığında düşünülebilir.

← Geri